NOHUT ODA – Melisa Kesmez

Gitmek ve kalmak… Her ikisi de bir şeylerle vedalaşmak gibi geliyor bana. 2020’yi uğurlarken nelerle vedalaştınız, neleri yanınıza aldınız bir düşünün. Neleri rahatlıkla uğurladınız, neleri uğurlayamadınız? Nedenlerini de düşünelim. Hiçbir şey nedensiz değildir aslında. Bazı şeylerle vedalaşmak kolayken bazı şeylerle vedalaşmak bizi çok üzer, yorar, bırakmak istemeyiz. Bazı şeylerle ise vedalaşmak zorunda kalırız.
Duygularımız, eşyalarımız, arkadaşlarımız, sevdiklerimiz, bazı ilişkilerimiz, ailemiz, alışkanlıklarımız… Kimi insanlar eşyalara çok fazla anlamlar yükleyip onlarla vedalaşmakta zorlanırken bazı insanlar kırılsa da bazı ilişkilerini, arkadaşlarını bırakamazlar. Bırakmaları, onlarla vedalaşmaları onlar için de karşılarındaki kişiler için de iyi olacak olmasına rağmen vedalaşmakta zorlanırlar. Düşünsenize kızının yurt dışına üniversite için gitmesi durumu olduğunda hem kızın hem de ailenin bir yanı gitsin isterken bir yanları kalsın ister. Hep bir ikilem vardır ya hayatımızda işte gitmek ve kalmak da bunlardan biri.
Peki nelerle vedalaşmalıyız? Bizi rahatsız eden, üzerine sürekli düşündüğümüz, mutlu ve rahat yaşamamızı engelleyen şeylerden, (duygulardan, insanlardan ve nesnelerden) bıraktığımızda daha rahat olacağımız alışkanlıklarımızdan kopma zamanı gelmedi mi?

2020 bitti ve siz nelerle, kimlerle vedalaştınız ya da vedalaşmak zorunda kaldınız? 2021’e neleri heybenize koyarak girdiniz? Neleri bırakamadınız bir düşünün.
Bu kitap tam da bunları düşüneceğiniz üzerine gerçekten kafa yoracağınız bir kitap. Kitapta beş bölüm var ve her bölümde ayrı hikayeler: Kalanlar, Son Bir Çay, Annemin Çadırı, Görüşürüz ve Kız Kardeşim Handan. Bu öykülerin bir araya gelmesi ve bunu yılın son ayında okumuş olmamı bir tesadüf olarak görmüyorum. Geriye dönüp baktığımda, “Kimlerle ve nelerle vedalaştım, kimleri ve neleri alıp yürümeye devam ediyorum?” üzerine çok düşündüğüm bir konuydu ve Melisa Kesmez tam da bu noktada bazen bencil olduğumu, bazen gitmenin kalmaktan daha iyi olacağını anlattı bana.
Bu kitabı okurken zihnimde çalan şarkı, Yeni Türkü’nün Dönmek şarkısıydı. Sizler de kitabı okuduktan sonra zihninizde çalan ve dayanamayıp dinlediğiniz şarkıları bizlerle paylaşın. Sonra dönüp bir bakın. Hangi masalardan bir daha oturmamak üzere kalktınız, kimler gitti ve siz arkasından el bile sallayamadınız, kimleri gönderirken yüreğiniz kan ağladı, bir ülkeyi, bir evi terk etmek sizin için ne anlam ifade ediyordu, kalanlar köklerine sıkıca tutunan ve bahaneler uyduranlar mıydı, gidenler kanatlarını köklerinden kopmak için açanlar mıydı?

Kitabı okuduktan sonra zihnimde beliren imgeyi kâğıda döktüm ve bunu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu kitap benim zihnime bir imge, birçok düşünce ve nice veda şarkıları bıraktı. Sizde neler bırakacak çok merak ediyorum. Maksat okumak diyoruz ya, aslında maksat; güzellikleri, düşünceleri, zihnimizde beliren renkleri paylaşmak, hayatı paylaşmak. Yeni yıl özlemlerinize kavuştuğunuz ve daha güçlü olduğunuz bir yıl olsun. Sevgilerimle.
Çok güzel bir yorum. Okuyucuda uyandırdığı duyguları ve kitaba yaklaşım şeklini net ve eksiksiz ortaya çıkaran bir yazı.
Ne kadar içten, sevgi dolu bir paylaşım:) Çok teşekkürler kitabı alıp okuma zihnimde belirlenlerle karşılaşma heyecanı duydum kaleminize sağlık…
Ne kadar güzel bir yorum, bazen gitmek istesekte gidemeyiz bazen kalmak istesekte karşımızdakinin kararlarıyla anı değerlendirir ve yolumuza öylece devam ederiz. Acılarımızı bilmez kederlerimizi anlam veremez yarınlarımızı düşünemez hale gelmemek için çok güzel bir kitap. Yeni türkünün bu şarkısına da ayrıca bayılırım, yüreğine sağlık..
Kıymetli yorumlarınız için çok teşekkür ederim 🙂