HAVVA-SEÇME ÖYKÜLER – Vüs’at O. Bener
Vüsat Bener edebiyatımızın en kaliteli öykücülerindendir yirmi bir öyküden oluşan bu kitabı okuduğumda bir kez daha yazarın kelimelerle adeta dans etmesine hayran kaldım. Betimlemeleri ilmek ilmek örgü örer gibi ustalıkla kullanmış.

‘’bavulum elimde, ıpıssız sokakta, ortada kaldım. Tekerlekler, atlar göçük sesler çıkararak uzaklaştılar hızla. Yok oldular. Bir yumuşaklığa dalıvermiş gibi. Sesler hiç yankılanmadı. Evler duvarlar kaskatıydı. Çinko oluklar, çatıları kristal parıltılarla çevreliyordu..’’
Sözcük çeşitliliği bakımından zengin olan kitap okuyucuyu yormayacak bir sadelikte bir o kadar iyi gözlemin sonucu yazıldığı anlaşılıyor; halktan insanların hikayelerini onların ağzından bazen argo bazen yöresel ağız konuşarak yazılmış.
‘’..’bak bu resme? Eşek. Yaramaz’ ‘arkasına baktın mı?’ ‘iskemlenin hasırını sök’ yatakları şişle’ ‘küpü küpü…’ ‘hepsini götürsek?’..’’

Siyah beyaz yok bu öykülerde griler var; hata yapan insanlar, onları buna sürükleyen sebepler var. Hepimiz kadar bencil günahkar ve de hepimiz kadar tövbekar pişman insanlar, maişet tamaşasıyla çırpınan buna rağmen küçük şeylerden mutlu olanlar, arzu ve ihtiyaçlarını cüretkarca açığa çıkarmaktan sakınmayanlar, utangaçlar… kısacası sen ben biz varız öykülerde.

Öykülerin içinden favorim kitaba adını da veren Havva oldu. “Benim saçlarım yumuşak. Havva’nın saçları keçe gibi. Annem ustura ile iki defa kazıttı saçlarını uzasın diye, ama uzamadı, kısa kaldı. Burnu da öyle biçimsiz ki! Yamyassı. Tıpkı okul kitaplarımızdaki maymunun burnuna benziyor burnu. Hiç sevmiyorum onu. Pis, hırsız.“
İnsanın içindeki kötü tarafıyla yüzleşmesini, yoksulluğun yaptırdığı kötülükleri, pişmanlığı, hüznü çok güzel anlatıyor.