ATATÜRK’ÜN YASAKLANAN KİTABI – Hasan Hüseyin Kahveci

“Komplo teorilerinden neden korkulur?” Şu dönemde gördüğüm en değerli şey doğruyu söyleyenlerin -bilimsel ödüller dahi almış olsa- tükaka gösterilerek sistematik değersizleştirmeye maruz bırakılmasıdır. O halde komplo teorisyenleri* bu doğruların üstüne gittiği için mi sözde bilimden uzak olmakla değersizleştiriliyor? Bence öyle.” P. Kırkulak

            Merhaba sevgili okur,

Bu ay benden duymaya çok alışık olmadığınız tarzda bir kitapla geldim. Bu kitabı seçmemin sebebi değerli yazarı youtube mecrasında uzun süredir takip ediyor ve söyledikleri şeylerin altının boş olmadığını düşünüyor olmam. Bu kitabı okuduğunuzda sizlerin de aynı kanıya sahip olacağınızı düşünüyorum, çünkü yazar belgeli bir biçimde aktarıyor bildiklerini.

Öncelikle komplo teorisi nedir, sizinle bu konu üzerine konuşmak istiyorum. Bu tür kitap yazarlarının en çok etiketlendikleri söz kalıbı komplo teorisyenliği, küçümseyici gözle, bilimden ve kanıttan uzak olduğu durumudur zira. Komplo teorisi bir olayın veya durumun diğer açıklamalar daha olanaklı iken genellikle farklı politik güdülere sahip, kötücül ve güçlü grupların komplolarına başvurarak açıklanmasıdır.  Terim aynı zamanda komplolara başvurmanın önyargıların ve yetersiz bulguların üzerine bina edildiğine yönelik küçümseyici bir yan anlamı da bünyesinde barındırır. Daha olanaklı açıklamalar devletlerin işine gelmiyorsa halkın konuşması caiz midir hocam? J Peki devlet adamları veya devletin gerçekleştirdiği birçok işte belgeler saklanmış, bazen ortadan yok edilmiş ise belge eksikliği teoriyi kuran kişinin sorumluluğunda mıdır? Kişi düşüncesini ispat etmek zorunda mıdır? İspat ettiği düşünce devletin birçok politikacının açığını ortaya çıkaracak durumda ise bu belgeleri bulmak mümkün müdür? Bin bir soru ile komplo teorileri üzerine daha da gidebiliriz ancak bu kitabın çok değerli ve takdire şayan bir dikkatle yazılmış olduğunu belirtmeliyim. Yıllarca okuduğumuz şeyin gerçek tarih olmadığını öğrendiğimde tarihi neden sevmediğimi de anladım aslında. 29 yaşında tarihi araştırmaya başlamamın ve sevmemin de gerekçesi işte bu dikkatli ve gerçekten araştıran, korkmadan ortaya koyan yazarlardır.

Kitabımızın adına bakınca söz konusu yasaklı kitap Atatürk tarafından yazılmış gibi algılanıyor ancak kitabın basılarak askerlere okutulması konusunda kararı çıkaran liderdir Atatürk. Peki bu kitap kimin kitabıydı ve ne anlatıyordu; Hasan Hüseyin Kahveci işte bunu çok güzel köprüler kurarak bize belgelerle açıklamış durumdadır. Kitabın yazarı Atatürk’ün çok güvendiği ve görüşlerine değer verdiği, İsmet İnönünün ise devletin başına gelir gelmez saf dışı bıraktığı General Cevat Rıfat Atilhan’dır. 1935 yılında Yahudi Casus Suzy Liberman’ın Anıları adlı kitabın 40.000 adet basılarak ordulara dağıtılıp okunması konusunda önderimiz Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın emri vardır. (Bu kitabın içinde bahsi geçen kitabın tamamını bulabilirsiniz, zira kitabın iskeletini oluşturmaktadır.) Sonraki olası savaşlarla ilgili Türk askerini uyarma amacı taşır bu emir. Bu kitapta bugünkü İsrail Devleti’nin kurulmasında büyük rol oynayan NİLİ Kadın Casus Teşkilatının kurulması, askerlerin kandırılarak bilgilerin sızdırılması konuları bir aşk hikayesi ile anlatılmaktadır. Askerlerden Adnan ve Suzy’nin başta casusluk üzerinden yakınlaşmaları gerçek bir aşka dönüşür. Adnan durumu anladığında canından olmuştur, toprak kaybedilmiş ve intikamı diğer ordu neferlerince alınmıştır. Peki bu kitabı sözde Atatürk’ün yol arkadaşı olan İsmet İnönü neden toplattı ve durum hakkında Mustafa Kemal’e herhangi bir bilgilendirmede bulunmadı?

Bütün bu olaylar sonrasında Rotschild ve Rockefeller bu konu ile ilgili sonrasında yaptıkları açıklamalarda hangi itiraflarda bulundular? Mustafa Kemal Atatürk’ün İsrail Devleti’nin kurulmasına karşı çıkışını Yahudi düşmanlığına yoran günümüz demokratları İsrail devletinin bugün yaptığı zulüm, kan ve dehşeti, Ortadoğu’daki daha nice yangını ve terör eylemlerini nasıl açıklarlar? Ülkemiz için Daeş, Ypg, Pkk terör unsurları güvenlik sorunu oluştururken bütün bunları ileri görüşlü bir liderin görmediğini söyleyebilirler mi? Paylaşılamayan bir Ortadoğu var ortada. Bu ne demek? Ülkemizde hala siyon ve simonlarca yürütülen teşkilatlar var üstelik devlet içine sızmış durumdalar. Bu durumda Atatürk’ün neden doğal yollarla öldüğüne inanmadığımızı açıklamanın tam da vakti. Atatürk onların tevrati planına, yani İsrail ve Kürt Devletlerinin kurulmasına başkaldırdığı ve kukla olmayı kabul etmediği, Yahudi siyonların localarını kapattığı için yavaş yavaş sinsi bir planla öldürüldüğü ortada. Dünyada bu locaları kapatabilme gücüne ve kararlılığına sahip olan tek lider olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. İşte bizim büyük önderimizin “Beni Türk hekimlerine emanet edin.” sözünün altındaki mesaj da bununla ilgili, çünkü diğerleri onu öldürmenin peşindeydi yurtdışından getirilen ilaçlarla. Defalarca suikaste uğramış bir liderin doğal yollarla öldüğüne inanmıyorum. Tarihi tarih kitaplarından öğrenmenin çok zor olduğu bir dönemde belki de komplo dediklerimiz asıl gerçeklerdir. Okuyun, kendi kararınızı verin. Bu kitabı okumaya değer görenlere bir diğer tavsiyem ise yazarın “Atatürk’ün Katilleri” adlı kitaptır.

            Sevgilerimle…

Pınar KIRKULAK