O MUHTEŞEM HAYATINIZ – Oya BAYDAR
Pınar İLHAN KIRKULAK
Merhaba sevgili okur,
Bu ay sizlere 2012’de yayınlanmış bir romanla geldim. Oya Baydar’ın okuduğum ilk romanı olması sebebiyle onun kurgularıyla bu kadar geç tanışmakta hicapla karışık hüzün duyduğumu belirtmeliyim. Evet, o muhteşem kurgu “O Muhteşem Hayatınız”!
Yazarın üslubunun otantik, güncel dilde yazılmış, su gibi akıp gittiğini söylemeliyim. Kurguyu o kadar ince işlemiş ki geçişler asla sırıtmıyor. Bilinç akışı ve geriye dönüş teknikleri oldukça yerinde, sıklığı okuru asla boğmuyor çünkü onları kurguya ustaca yedirilmiş.
Kurguya baktığımızda Türkiye’deki bir opera sanatçısının yaşamından kesitler görüyoruz. Bir primadonna, bir diva! Divanın aşk hayatı, aile hayatı ve aşık olduğu sanatını icra edişi. Aliye Sema Hanım olağan yaşamında ilerlerken çocukluğundan bu yana kafasındaki hatıraları birleştirmeye çalışmaktadır. Bir şeyler kafasında zaten oturmazken bir toplayıcıdan gelen mektupla kendini arama yolculuğuna çıkar. Hayatının sonuna doğru giderken taşların yerine oturması için hikâyesinin peşine düşer. Fotoğraflar, tarihler, eski bölük pörçük anılar, toplayıcının fotoğraflar üzerine yorumları ve divası için yarattığı o muhteşem yaşam öyküsü…

Yaşlı bir kadın için güç olan gerçek hikâyesi ile yüzleşmenin yanı sıra hayatına dair bu bilgi ve belgelerin bir bitpazarında basit bir torba içinde herhangi birinin eline geçmiş olması. Yıllar boyunca görüşmediği kızı ile buluşmalarıyla Aliye Sema Hanım gerçek hayat hikâyesine daha da yaklaşır. Arya nihayetinde psikoloji alanında çalışan bir akademisyen olmuştur. Tıpkı annesi gibi ona da gelen bir mektupla psikoloji ve müziğin birleştiği araştırmasının yönünü, akışını değiştiriyor. Bu araştırma için zaman olarak uzun olmasa da kendi içinde sonsuz bir yolculuğa çıkıyor ve annesinin yaşamındaki kayıp anahtarı buluyor. Annesinin yaşamındaki kayıp anahtarı bulmak için çabalarken kendisi kaybolmanın telaşını yaşıyor, çatışmalar, iç hesaplaşmalar, geçmişin yaralarını yeniden kanatmalar…
Yazar kurguyu işlerken hem Aliye Sema Hanım’ın hem kızı Arya’nın hem de toplayıcının gözünden olayları aktarmış. Bunu yaparken yukarıda söz ettiğim bilinç akışı ve geriye dönüş tekniklerini sık ve ustalıkla kullanmış. Kitabın ideolojik yönüne girmek istemiyorum ancak romanı ideolojik olarak görenler var. Söz konusu Tunceli olunca bazı okurların önyargısız okuyamamalarının bunda payı olduğunu düşünüyorum. Zira önyargı tehlikeli ve terk edilmesi güç alışkanlıklardandır.

Ezcümle bu roman özellikle teknikleri incelikle kullanmasından dolayı genç yazarlara bir rehberlik edecektir. Kurgusu ile edebi haz verecektir. Okunması gereken kitaplar listesine alınmalı mutlaka.
Sevgiyle, kitapla, muhabbetle ve ışıkla kal sevgili okur.
Maksat kitap, maksat edebiyat, maksat okumak, maksat yaşamak olsun.