PINAR KIRKULAK
Hayata gözlerimi açtığımda Gaziantep’te, okumaya ve paylaşmaya yüreğini açtığımda ise Ankara’daydım. Ankara’da aslında yürekten süzülen kelimelerle “Ana karamızda” üniversiteyi okumuş olmanın ayrıcalığını hep hissettim… Ben Ankara’yı çok sevenlerdendim. Yılmaz Erdoğan’ın, Adnan Yücel’in ve daha birçok şairin şiirlerinde, nice yazarın hikâye ve romanlarında okuyup okuyup özlediğim şehir…
Şu anki ben olmamı sağlayan şehir, Ankara. Pınar’ı okul öncesi öğretmeni yapan, yaratıcı drama lideri yapan, hayat boyu öğrenmekten ve paylaşmaktan haz duyan biri haline getiren, özledikçe kendisine koşturan şehir.
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Okul Öncesi Öğretmenliği lisans programında eğitim gördüm. Bu süreçte üniversitemizde bulunan “Çocukla Paylaşım Topluluğu” ve “Eğitimde Yaratıcı Drama Topluluğu” gibi çokça okuduğumuz, paylaştığımız, birlikte ürettiğimiz topluluklarda görev aldım. Nice arkadaşlıklar ve paylaşımları heybeme koyarak buradan gurur ve sevinçle mezun oldum.
Yolum, üniversitedeki öğretmenlerimin sayesinde Çağdaş Drama Derneği ile kesişti ve buradan da bir yaratıcı drama lideri olarak çıktım. Eğitim boyunca paylaştık, ürettik, birbirimizi dinledik, çokça anlattık, sözlü ya da sözsüz dilediğimizce kendimizi ifade ettik. Hep birbirimizin öğretmeni olduk ve öğrenmeye devam ediyoruz.
Alanım okul öncesi öğretmenliği ancak birçok alandan okumalar yapıyorum. Ruhuma ve zihnime temas eden her kitaba dokunmak isterim. Kitaplara dair içimi kelebek gibi kıpırdatan hayalim ise kendime ait kocaman duvar boyunca bir kitaplığımın olduğu, arkadaşlarımın sık sık kitaplar ödünç aldığı saatlerce sohbet ettiğimiz bir alan oluşturmak.
Çeşitli romanlar, anılar, hikâyeler, eğitim, resimli öykü kitapları, kişisel gelişim alanlarından okumalar yapıyor ve mutlaka kitaplar hakkında birkaç yorumumu paylaşıyorum. Kitapları kendi kelimelerimize döktüğümüzde, onları yorumladığımızda hayatımıza dokunup kalıcı oluyor bence.
Diyeceğim o ki okumak, öğrenmek, hissetmek, üretmek ve paylaşmaktan güzeli var mıdır dünyada? İşte tam da bu yüzden MAKSAT OKUMAK diyorum, maksat paylaşmak, maksat birlikte üretmek ve ürettikçe birbirimize temas etmek. Sizinle böyle samimi bir ortamda paylaşmak için yüreğimi açmaya hazırım.
Hoş geldiniz, hoş buldum.